İslam medeniyetinde aile, toplumun en temel taşıdır. Aile, fertlerin sevgi, saygı ve sorumlulukla bağlandığı; ahlaki değerlerin ilk kez öğrenildiği kutsal bir mekândır. Bir imam olarak yıllardır gördüğüm en önemli gerçek, sağlam bir ailenin güçlü bir toplumun temeli olduğudur.
Aile, sadece kan bağıyla değil, aynı zamanda karşılıklı sevgi ve anlayışla ayakta kalır. Evimizde çocuklarımızın eğitimini, anne babalarımızın saygısını, eşlerimizin hakkını gözetmek, dinimizin bizlere emrettiği önemli görevlerdendir. Bu sorumluluğu yerine getirirken, sabır ve hoşgörüyü rehber edinmeliyiz. Çünkü aile içinde yaşanan huzur, dışarıya da yansır; böylece toplumda barış ve dayanışma kuvvetlenir.
Toplum ise, ailelerin bir araya gelerek oluşturduğu büyük bir bütündür. Toplumun sağlıklı ilerlemesi için her bireyin önce kendi ailesine iyi bakması gerekir. Bir ailede sevgi ve saygı eksik olursa, bu durum topluma da yansır ve sosyal problemlere zemin hazırlar. Bu yüzden aileyi korumak, sadece bireysel değil, toplumsal bir görevdir.
Diyanetimizin öğrettiği gibi, aileyi ve toplumu güçlendiren davranışlar her zaman övülmüş; aile bağlarını zedeleyen husumetler ise uyarılmıştır. İyi bir aile, çocukların kişiliklerini sağlam temeller üzerine kurar, ahlaki değerlere bağlı bireyler yetiştirir. Bu da toplumda sevgi, kardeşlik ve güven ortamının oluşmasına katkı sağlar.
Sonuç olarak, aileyi sağlam tutmak ve topluma faydalı bireyler yetiştirmek için hepimize büyük görevler düşmektedir. Rabbim, bizleri ailemize ve topluma karşı sorumluluklarımızı hakkıyla yerine getirenlerden eylesin.