İnsanlık tarihi boyunca, açıklanamayan olaylar ve talihsizlikler karşısında manevi güçlere olan inançlar her zaman var olmuştur. Bu inançların en yaygın olanlarından ikisi nazar ve büyüdür. Toplumda sıkça konuşulan ve merak edilen bu konular, İslam inancında da önemli bir yer tutar. Bu makale, nazar ve büyünün İslam'daki yerini, bu olgulara karşı nasıl bir duruş sergilenmesi gerektiğini ve korunma yollarını dini kaynaklara dayandırarak ele almaktadır.
Nazar, kelime anlamıyla "bakış" demektir. Dini terim olarak ise, bazı insanların bakışlarından kaynaklandığına inanılan, canlı veya cansız varlıklara zarar verme gücüdür. İslam inancında nazarın varlığı bir gerçektir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), bir hadisinde "Nazar haktır" buyurarak bu konunun önemine dikkat çekmiştir. Hadislerde anlatılan çeşitli olaylar, nazarın sadece bir batıl inanç olmadığını, Allah'ın izniyle gerçekleşebilen bir etki olduğunu göstermektedir.
Nazarın etkisi genellikle, bir şeye aşırı hayranlık duyulması, kıskançlık veya kötü niyetli bir bakışla ortaya çıkar. Ancak en temelinde, her şeyin asıl kaynağının Allah olduğu unutulduğunda, nazarın etkisi artar. Bu nedenle İslam, her türlü güzellik ve nimete karşı "Maşallah" diyerek, yani "Allah dilemiştir" diyerek, o güzelliğin Allah'tan geldiğini hatırlatmayı ve nazardan korunmayı tavsiye eder.
İlginizi çekebilir; Nazardan korunmak için okunması gereken dualar ve anlamları
Büyü, tabiat kanunlarına aykırı sonuçlar elde etmek amacıyla ruhani varlıklardan veya gizli güçlerden yardım almayı amaçlayan eylemlerdir. İslam inancına göre, büyü de tıpkı nazar gibi bir gerçektir ve varlığı Kur'an'da açıkça belirtilmiştir. Bakara Suresi'nde, Babil'deki Harut ve Marut isimli meleklere büyü öğrenmek için başvuran insanlardan bahsedilirken, büyünün zarar verici bir ilim olduğu vurgulanır.
Ancak İslam, büyüyü öğrenmeyi, yapmayı veya yaptırmayı haram kılmıştır. Büyü yapmak, Allah'ın gücüne ve iradesine ortak koşmak (şirk) olarak kabul edilir ve bu, İslam'daki en büyük günahlardan biridir. Bu nedenle, büyüden korunmak için Allah'a sığınmak ve O'nun ayetlerini okumak en doğru yoldur.
İslam inancı, bu tür olumsuz manevi etkilere karşı pasif bir duruş sergilemez, aksine aktif korunma yöntemleri önerir. Büyüden ve nazardan korunmanın en etkili yolu, Allah'a olan inancı güçlendirmek ve O'na sığınmaktır.
Felak ve Nas Sureleri: Kur'an-ı Kerim'in son iki suresi olan Felak ve Nas, her türlü şer, haset ve vesveseden korunmak için indirilmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.) bu sureleri sıkça okur ve sabah-akşam okunmasını tavsiye etmiştir.
Ayet-el Kürsi: Ayet-el Kürsi, Kur'an'ın en faziletli ayetlerinden biri olarak kabul edilir. Geceleri yatmadan önce, namazlardan sonra veya evden çıkarken okunması, kişiyi şeytanın ve diğer kötü niyetli varlıkların şerrinden korur.
İstiğfar ve Dua: Her türlü tehlike ve kötülükten korunmanın en temel yolu, Allah'tan yardım dilemektir. Günlük hayatta sık sık istiğfar etmek (af dilemek) ve Allah'a sığınma duaları okumak manevi bir kalkan oluşturur.
Sadaka: Sadaka vermek, belaları def eden ve musibetleri gideren önemli bir ibadettir. Maddi veya manevi olarak başkalarına yardım etmek, Allah'ın korumasını celbeder.
Sonuç olarak, nazar ve büyü İslam'da varlığı kabul edilen ancak korkuyla değil, tevekkül ve Allah'a sığınma bilinciyle yaklaşılması gereken konulardır. Bu olumsuzluklardan korunmak için asıl önemli olan, Allah'a olan inancı güçlendirmek, O'nun kelamına sarılmak ve düzenli olarak dua etmektir. Zira her türlü güç ve kuvvetin tek sahibi Allah'tır.
© 2025 Hutbe.net | Manevi rehberliğiniz için güvenilir kaynak