Tüm İçerikler

Yeni Eklenen Hocalar

Mehmet Emin Yıldız

10 Mayıs 1975 , Cumartesi


Fatma Yılmaz

1 Mart 1990 , Perşembe


Mustafa Yıldız

5 Ekim 1983 , Çarşamba


Abdullah İ̇mamoğlu

1 Kasım 1970 , Pazar


Yeni Eklenen İçerikler


Hac’da Şeytan Neden Taşlanır?

10 Eylül 2025 , Çarşamba - 23:20:01


İ̇̇slam’da Akraba Evliliği Yasak Mı?

10 Eylül 2025 , Çarşamba - 23:18:03


Nazardan Korunma Duaları

10 Eylül 2025 , Çarşamba - 23:15:38


Namazdan Sonra Okunacak Dualar Ve Anlamı

10 Eylül 2025 , Çarşamba - 23:13:35


Ayetel Kürsi Okunuşu Ve Anlamı Videolu

17 Ağustos 2025 , Pazar - 13:17:11


Fatiha Suresi Okunuşu Ve Anlamı

17 Ağustos 2025 , Pazar - 13:14:34


Adım Adım Gusül Abdesti Nasıl Alınır? 2025

17 Ağustos 2025 , Pazar - 13:11:34



Cenabet (cünüp) Olarak Gezmek Günah Mıdır?

11 Ağustos 2025 , Pazartesi - 22:54:48


Cenaze Namazı Nasıl Kılınır, Nelere Dikkat Edilmeli?

11 Ağustos 2025 , Pazartesi - 22:53:10



Aile İ̇̇çi İ̇̇letişim Sorunlarının Artış Nedenleri

11 Ağustos 2025 , Pazartesi - 22:47:32


Hac Ziyareti Hakkında Bilinmesi Gereken Kurallar!

11 Ağustos 2025 , Pazartesi - 20:38:31



Rastgele İçerik

Üyelerimizden Gelenler

Tüm İçerikler


Ezan Okunurken Tuvalete Gidilir mi? İşte Dini ve Manevi AçıklamasıEzan, namaz vaktinin başladığını bildiren kutsal çağrıdır. Bu kutsal anda yapılacak davranışlar, İslam’ın ibadet ve edep kuralları çerçevesinde büyük önem taşır. Peki, ezan okunurken tuvalete gitmek caiz midir? Bu sorunun cevabını birlikte öğrenelim.Ezanın İslam’daki Önemi ve Manevi Değeriİslam’da ezan, Allah’a yönelişin başlangıcıdır. Müslümanlar için sadece kelimelerden ibaret olmayan ezan, kalplerde huşu ve saygı oluşturur. Bu nedenle, ezan esnasında yapılan davranışların da bu maneviyata uygun olması gerekir.Tuvalet İhtiyacı: Zorunluluk Mu Yoksa Keyfi Davranış Mı?Her insanın bedensel ihtiyaçları vardır. Ancak ezan okunurken tuvalete gitmek, eğer zorunlu değilse, ibadet adabına uygun düşmez. Acil durumlar hariç, bu davranış saygısızlık olarak algılanabilir.Ezan Okunurken Tuvalete Gitmek Dinen Sakıncalı mı?Dini kaynaklara göre, zorunlu haller dışında ezan sırasında tuvalete gitmekten kaçınılmalıdır. Zorunluluk söz konusuysa, bu caizdir ve kişinin niyeti önemlidir. Önemli olan, ibadet anındaki saygı ve huşunun korunmasıdır.Ezan Esnasında Nasıl Davranmalıyız?Ezan duyulduğunda, mümkünse tuvalet ihtiyacı önceden giderilmeli ve kalp ibadete hazırlanmalıdır. İbadet adabına uygun davranmak, manevi hayatımızın zenginleşmesine vesile olur.Sonuç: Ezan Okunurken Tuvalete Gitmek Ne Zaman Caizdir?Özetle, ezan okunurken tuvalete gitmek ancak acil zorunluluklarda caizdir. Bu durumlarda kişi, saygı ve huşu içinde hareket etmelidir. Keyfi olarak bu anlarda tuvalete gitmek, İslam ahlakına uygun değildir. Hutbe.net olarak, ibadetlerinizi doğru ve bilinçli şekilde yapmanız için rehberlik etmeye devam ediyoruz. Daha fazla bilgi ve farklı konularda içerik için sitemizi ziyaret etmeyi unutmayınız.
Devamını Göster

Kıymetli Müminler,Hemen hepimizin dilinde bir dua var. Kimi evladının hidayeti için dua eder, kimi rızkı çoğalsın ister. Kimisi sağlığın kıymetini idrak edip şifa bekler, kimisi içinden çıkamadığı bir dertten kurtulmak ister. Peki neden çoğu zaman, "Dua ettim ama olmadı" diyerek boynumuzu büküyoruz?Cenâb-ı Allah, Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor: "Bana dua edin, size cevap vereyim." (Mü’min, 60)Bu ayeti çoğu zaman yalnızca sözlük anlamıyla yorumluyoruz. Oysa Rabbimizin "cevap vereyim" demesi, her dileğimizin anında olması değil; hayırlı olanla, vaktinde ve bizim için en uygun olan şekilde gerçekleşmesidir. Tıpkı bir doktorun, çocuğun ağladığı ilacı değil; faydalı olanı vermesi gibi...Peki dualarımız neden karşılık bulmaz gibi gelir? Belki de cevabı üç yönlü düşünmeliyiz: Dilimiz dua ediyor ama kalbimiz sabırsız: Duanın kendisi de bir ibadettir. Neticesine hemen ulaşmak değil, o hal üzere kalmak da bir teslimiyet sınavıdır. Günahla beslenen bir kalbin duası zayıf düşer: Haram lokma, kırılan kalpler, kul hakkı gibi engeller dualarımızın yükselmesini zorlaştırır. Nitekim Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: "Bir kimse uzun yolculuklara çıkar, dua eder ama yediği haram, giydiği haramdır; duası nasıl kabul olsun?" (Müslim, Zekât 65) Sadece istemekle değil, değişmekle olur: Dua, aynı zamanda harekettir. Bir kimse helal rızık ister ama gayrimeşru kazanca yönelirse, bu dua samimi bir niyet değil, sadece temennidir. Aziz kardeşlerim,Dualarımızı Allah'a sunarken bir alışveriş gibi değil, bir teslimiyet gibi sunmalıyız. Çünkü O, kalbimizin en gizli köşesini bilir. Gecenin bir vaktinde edilen samimi bir duayı, gündüzün ortasında gözyaşıyla edilen pişmanlıktan daha çok sevaplandırabilir.Dualarımıza sadakatle sarılalım. Hakkı arayalım, helali gözetelim, sabırla bekleyelim. Çünkü bazen istediğimiz olmaz, ama aslında olan, bizim için en hayırlısıdır. Rabbim dualarımızı makbul, amellerimizi mebrur eylesin.
Devamını Göster

Aziz Müminler!Rabbimize sonsuz hamdolsun ki bizleri bir Cuma’ya daha ulaştırdı. Salât ve selam Efendimiz Muhammed Mustafa’ya, onun aline, ashabına ve bizleri bugüne ulaştıran tüm müminlere olsun.Bugün hicrî takvimde Muharrem ayının içerisindeyiz. Bu ay; sabrın, hikmetin, takvanın ve ibretin ayıdır. Yarın ise Âşûrâ günü... Âşûrâ; sadece bir tarih değil, bir uyanıştır. Hz. Hüseyin Efendimizin Kerbelâ’da verdiği şehadet, bize hakkın yanında dimdik durmanın, adaletten sapmamanın sembolüdür.Kardeşlerim,Zaman değişse de hakikatin kıymeti değişmez. Bugün yaşadığımız dünyada nice fitneler, bölücülükler, kalp kırıklıkları var. Halbuki Rabbimiz ne buyuruyor: “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın; parçalanmayın.” (Âl-i İmrân, 103)Eğer biz geçmişten ibret almazsak, aynı yanlışları farklı isimlerle tekrar ederiz. Eğer biz ferasetle bakmazsak, gözümüz açık ama gönlümüz kör olur. Eğer biz sabrı kuşanmazsak, aceleyle harap eder, merhameti yitiririz.Kıymetli Cemaat,Ormanlarımız yanıyor, denizlerimiz kirleniyor, vicdanlarımız sızlıyor. Her kul, yaratılışın emanetçisi olduğunu unutmamalı. “Benim küçük bir katkım ne fark eder?” demeden, çevreye, topluma ve ümmete karşı sorumluluğumuzu bilelim.Âşûrâ’yı sadece oruçla değil, iç muhasebeyle geçirelim. Kin yerine muhabbeti, öfke yerine sabrı seçelim. Hz. Hüseyin’in cesaretiyle doğruda sebat edelim. Onun duasıyla dua edelim:"Ya Rabbi! Senden başka dostumuz yoktur. Sen bizim sahibimizsin, yardımcımızsın." Allah hepimize feraset, basiret, sabır ve hayırla dolu bir ömür nasip eylesin. Amin.
Devamını Göster

Aziz Müminler! Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun ki bizleri bir Kurban Bayramı’na daha yaklaştırdı. Salât ve selâm Efendimiz Muhammed Mustafa’ya, onun ehli beytine, ashabına ve kıyamete dek onun izinden giden müminlerin üzerine olsun.Kıymetli Kardeşlerim, Kurban, Allah’a yaklaşmanın, teslimiyetin ve paylaşmanın adıdır. Hazreti İbrahim’in, Rabbinden aldığı emir üzerine oğlunu kurban etmeye yeltenmesi, bizlere imanın ve sadakatin zirvesini gösterir. Hazreti İsmail’in “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap” demesi ise teslimiyetin en güzel örneğidir.Bugün de bizler, her Kurban Bayramı’nda bu teslimiyeti yeniden yaşarız. Rabbimizin rızası için kesilen her kurban, bizi O’na yaklaştırır. Kurban, sadece bir hayvan kesmek değil; aynı zamanda nefsimizi terbiye etmektir, bencilliğimizi kurban etmektir, paylaşmayı öğrenmektir.Değerli Müminler, Kurban ibadeti, toplumsal yardımlaşmayı ve kardeşliği pekiştirir. Kestiğimiz kurbanları ihtiyaç sahipleriyle paylaşmak, bize gerçek mümin olmanın yollarını gösterir. Unutmayalım ki asıl kurban, gönülde Allah’tan başkasını çıkarabilmektir.Bu vesileyle yaklaşan Kurban Bayramı’nın hepimize sağlık, huzur, bereket ve iman selameti getirmesini Yüce Rabbim’den niyaz ediyorum. Rabbim, ibadetlerimizi kabul buyursun. وَالسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ
Devamını Göster

Aziz Müminler! Geçtiğimiz günlerde Kurban Bayramı'nı idrak ettik. Bayramlar bizler için sadece sevinç değil, aynı zamanda bir muhasebe ve kulluk bilincini tazeleme zamanıdır. Kurbanlarımızı keserken Allah’a olan teslimiyetimizi, fakirleri ve muhtaçları gözetirken de kardeşliğimizi pekiştirdik. Şimdi ise bu duyguların izini günlük hayatımıza taşıma zamanıdır.Kıymetli Müslümanlar! Kulluk sadece bayramda, sadece Ramazan'da değil, hayatımızın her anında devam eden bir sorumluluktur. Namazlarımızı aksatmamak, dilimize ve kalbimize hâkim olmak, kul hakkına dikkat etmek, ailemize karşı sorumluluklarımızı unutmamak… Bunlar kulluğumuzu gösteren temel ibadetlerdir.Muhterem Cemaat! Bayram sevincini yaşadık, şimdi sebatla kulluğa devam etme vaktidir. Rabbimiz şöyle buyuruyor: “(Resûlüm!) De ki: Şüphesiz, benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.” (En’âm, 162) Bu ayet bizlere hayatımızın tamamını ibadet şuuru ile geçirmemiz gerektiğini hatırlatıyor. Ticaretimizde, komşuluk ilişkilerimizde, evlilik hayatımızda ve sosyal yaşamda da bu şuurla hareket etmeliyiz.Son olarak ey mümin kardeşim, Bayramdan sonra eski gafletimize dönmeyelim. Tövbe etmişsek, devam ettirelim. Namaza başlamışsak, terk etmeyelim. Kur'an ile tanışmışsak, kopmayalım. Her bir davranışımızda Allah’ın rızasını gözeterek hayatımızı güzelleştirelim. Allah hepimizi kulluğunda daim olanlardan eylesin. Âmin.Daha fazla Cuma Hutbesi okumak için: Cuma Hutbeleri
Devamını Göster

Aziz Cemaatim, Kıymetli Kardeşlerim!Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salât ve selâm, O'nun sevgili kulu ve elçisi Hz. Muhammed (s.a.v.)’e, onun aline ve ashabına olsun.Bugün sizlerle çok önemli bir meseleyi konuşacağız: Şirk koşmak… Yani Allah’a eş, ortak, benzer kabul etmek… Dinde affı olmayan en büyük günah.Kıymetli kardeşlerim, Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de defalarca bizleri şirkten sakındırmıştır. Zira şirk, Allah’ın birliğini inkâr etmektir. Bir insan Allah’a ibadet ederken, O’ndan başkasına dua ediyor, medet umuyorsa; Allah’la beraber bir başka varlıktan da kudret bekliyorsa, işte bu büyük bir tehlikedir.Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor: “Kim Allah’tan başka birine dua ederse, o kişiye yazıklar olsun.” (Tirmizî)Bugün toplumda ne yazık ki hâlâ nazardan korunmak için muskalar takılıyor, türbelere adaklar adanıyor, mezar taşlarına dilekler bırakılıyor. Aziz cemaatim, bunların hepsi açık veya gizli şirktir. Bizler dualarımızı sadece Allah’a yaparız. Yardımı yalnız O’ndan dileriz.Allah Teâlâ, Kur’an’da şöyle buyurur: “Şüphesiz Allah, kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz...” (Nisa, 48)Kardeşlerim, Şirk, sadece putlara tapmak değildir. Kalpte Allah’tan başka bir güce güvenmek, bir kişiyi ilahlaştırmak, Allah’a ait bir sıfatı kula yakıştırmak da şirktir. Rabbimizi hakkıyla tanıyan bir Müslüman, bu hataya düşmez. Onun için ilimle iman etmek, ibadeti bilinçle yapmak gerekir.YouTube Videosu (İzlemeniz Tavsiye Edilir):https://www.youtube.com/watch?v=Z8yC9pK2TcISon Söz ve Dua:Kıymetli kardeşlerim, unutmayalım ki şirk, kalbin bozulmasıyla başlar. Gönlümüzde yalnız Allah’a yer verelim. Dua ederken, yardım isterken, şifa ararken yalnız O’na yönelip O’ndan bekleyelim.اللَّهُمَّ اجْعَلْنَا مِنَ الْمُوَحِّدِينَ، وَنَجِّنَا مِنَ الشِّرْكِ وَالضَّلَالِ، وَثَبِّتْ قُلُوبَنَا عَلَى دِينِكَ، آمِينَ
Devamını Göster

Aziz Cemaatim, Kıymetli Müminler!Rabbimize sonsuz hamdüsenâlar olsun. Bize doğruyu yanlıştan ayırt edebilecek akıl ve irade lütfettiği için ne kadar şükretsek azdır. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’e salât ve selâm olsun ki bize en güzel örnektir.Kıymetli kardeşlerim, Bugün sizlerle çok önemli bir konuda konuşmak istiyorum: Dini konularda sıkça sorulan sorular… Günümüzde bilgiye ulaşmak çok kolay, ancak doğru bilgiye ulaşmak işte o kadar kolay değil.Sosyal medyada, internet sitelerinde, türlü videolarda akla gelen her konuda bir cevap var. Ama bu cevaplar acaba ne kadar doğru, ne kadar sahih kaynaklara dayanıyor? İşte burada dikkatli olmamız, dinimizi ehil olanlardan öğrenmemiz gerekiyor.“Hocam, müzik haram mı?” “Tespih çekmek bid’at midir?” “Kadın sesi avret midir?” “Mezarlıkta dua okunur mu?” Bu gibi sorular çokça geliyor. Elbette sorulmalı, çünkü bilmemek değil, öğrenmemek ayıptır. Ama cevabı mutlaka Kur’an ve Sünnet ışığında, sahih kaynaklardan alınmalıdır.İlgili Video:Aşağıda, İslam’da sıkça sorulan dini sorulara dair kapsamlı bir açıklama videosunu izleyebilirsiniz:Yukarıdaki videodan izleyebilirsiniz veya youtube'dan tıklayarak izleyebilirsiniz.Kıymetli Müminler,Hakkı öğrenmek bir ibadettir. Bilmeyen sorsun, bilen de güzelce anlatsın. Ama unutmayalım ki her söylenene değil, her söyleneni sağlam kaynağa vurarak anlamaya mecburuz. Dinimizi dedikoduyla değil, ilimle yaşamalıyız.Evlatlarımızı da bu bilinçle yetiştirelim. “Şurada şöyle demişler”le değil, “Kur’an’da böyle buyurulmuş” diyerek konuşalım.Dua ve Mesaj: “Allah’ım! Bize doğruyu doğru olarak göster, ona uymayı nasip eyle. Yanlışı yanlış olarak göster, ondan uzak durmayı nasip eyle. Bize ilim, irfan ve hikmet ver. Amin.”
Devamını Göster

Aziz Cemaatim, Kıymetli Müslüman Kardeşlerim!Rabbimize hamd, Resûl-i Ekrem Efendimiz’e salât ve selâm olsun. Bugün burada bir bayrama daha ulaşmanın sevinciyle bir aradayız. Rabbim bu mübarek günleri bizlere hayırla, sağlıkla ve afiyetle geçirmeyi nasip eylesin.Bayramlar; gönüllerin yumuşadığı, kalplerin birleştiği, kırgınlıkların geride bırakıldığı müstesna zamanlardır. 2025 yılına geldik… Zaman geçiyor ama değerlerimizi koruyarak yaşamak, biz Müslümanlara yakışandır.Kıymetli kardeşlerim, Bayram sadece yeni elbiseler giymek, sofraları donatmak değildir. Bayram, aynı zamanda yetimi sevindirmektir, küslerle barışmaktır. Annemize, babamıza bir "hakkını helâl et" demektir. Bayram; eski defterleri kapatıp yeni bir sayfa açma vaktidir.Eğer dargınsak, hemen barışalım. Eğer bir gönül kırdıysak, özür dileyelim. Bayram, bir müminin başka bir mümine tebessümle yaklaşması için büyük bir fırsattır. Affedelim ki affedilelim. Çünkü Allah, affeden kullarını sever.Bayram Hutbesi Videosu:Videoyu izlemek için tıklayın veya yukarıdaki önizlemeden izleyebilirsiniz.Aziz Müminler,Bugün kurban kestiysek Allah için kestik, namaz kıldıysak Allah için kıldık, sadaka verdiysek Allah rızası için verdik. O hâlde, bayramımızı da Allah rızası için ihya edelim.Çocuklarımız bayramın sevincini doyasıya yaşasınlar. Komşularımıza selam verelim. Gönlü kırık olan varsa, sarılalım. Çünkü bu bayramda sadece eller değil, kalpler de buluşmalı…Dua ve Mesaj: “Allah'ım! Bizleri affına mazhar olanlardan eyle. Bayramlarımızı gerçek bayramlara çevir. Kalplerimizi birleştir, kardeşliğimizi daim kıl. Amin.”
Devamını Göster

Aziz Cemaat, Kıymetli Müminler!Allah’ın adıyla başlar, O’na hamd ederim. Salât ve selâm, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e, âline, ashabına ve tüm müminlere olsun.Kardeşlerim, bugün sizlerle toplumun temeli olan “aile” üzerine sohbet edeceğiz. Aile öyle bir yapıdır ki, sağlam kurulursa bir milletin geleceği güvence altına alınır. Lakin ailede çözülme başlarsa, o toplum yavaş yavaş dağılmaya başlar. Tıpkı bir binanın kolonları gibi… Kolonlar yıprandığında bina çöker. Aile de toplumun kolonudur.Kıymetli kardeşlerim! Bugün toplumda yaşadığımız pek çok sıkıntının temelinde ailevi bozulmalar yatmaktadır. Boşanmaların artması, çocukların ilgisizlikle büyümesi, ahlaki çöküntülerin yaygınlaşması... Bunların hepsi, ailede yaşanan ihmallerin yansımasıdır.Eşler arasında muhabbetin azalması, ebeveynlerin çocuklarıyla yeterince ilgilenmemesi, dünyevi meşgalelerin aile içi iletişimi zayıflatması bizi bu hale getirdi. Hâlbuki Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Sizin en hayırlınız, ailesine en hayırlı olandır.” buyuruyor.Video:Yukarıda aile ve toplum yapısı üzerine güzel bir sohbet videosu bulacaksınız. Seyretmenizi tavsiye ederim:Aziz Cemaatim! Unutmayalım ki, çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras, mutlu bir aile ortamıdır. Ne büyük servet, ne gösterişli evler… Onların ruhunu doyuran şey, huzurlu bir yuvadır. Anne babalar evlatlarını, eşler birbirini ihmal etmemeli.Evimizdeki huzur, sokağımıza; sokağımızdaki huzur, tüm ülkeye yansır. İşte o zaman gerçek bir İslam toplumu inşa etmiş oluruz.Kısa Dua: “Ya Rabbi! Ailelerimizi İslâmî bir sevgiyle birbirine kenetle. Eşler arasına muhabbet, çocuklara hidayet, evlerimize huzur ihsan eyle. Amin!”
Devamını Göster

Aziz Müslümanlar,Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: "Sabredin. Şüphesiz ki Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara, 153)Dünya hayatı, inişli çıkışlı bir yolculuktur. Bu yolculukta bazen imtihanlarla, bazen de nimetlerle karşılaşırız. İman eden bir kul için önemli olan, her durumda Rabbine olan güvenini kaybetmeden sabretmeyi ve tevekkül etmeyi bilmektir.Sabır, başa gelen sıkıntılara karşı direnç göstermek, şikâyet etmeden beklemektir. Hastalık, fakirlik, kayıplar veya zorluklar karşısında sabretmek, bir müminin en büyük sınavıdır. Çünkü sabır, sadece beklemek değil; aynı zamanda umut etmektir. Allah’ın bir hikmeti olduğuna inanarak metanetli kalmaktır.Tevekkül ise, gerekli tüm çabayı gösterdikten sonra sonucu Allah’a bırakmak demektir. Ne eksik çalışmak ne de kaderi beklemek tevekkül değildir. Tevekkül, çalıştıktan sonra kalben huzur içinde sonucu Allah’a emanet etmektir. Hz. Peygamber (s.a.v) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur: "Deveni bağla, sonra Allah’a tevekkül et." (Tirmizi)Bu hadis bize tevekkülün, tedbiri elden bırakmak olmadığını çok net şekilde öğretmektedir. Çalışmadan, gayret etmeden tevekkül edilemez. Gerçek tevekkül, sebeplere sarılmak ve sonucu Allah’a bırakmaktır.Kıymetli Müslümanlar, Sabır ve tevekkül, müminin hem dünyevi hem uhrevi huzurunu sağlar. Günümüz dünyasında yaşadığımız maddi ve manevi zorluklar karşısında bu iki kavramı hayatımıza yeniden dâhil etmeliyiz. Sosyal medya, maddiyat ve hız çağında unuttuğumuz sabır, aslında en büyük direncimizdir.Allah’a güvenmek, onun rahmetinden umut kesmemek ve her şeyin sonunda bir hikmet olduğuna inanmak; işte müminin kalbindeki sükûnetin kaynağıdır. Rabbim bizleri sabreden, tevekkül eden kullarından eylesin. Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Devamını Göster

Aziz Müminler! Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. O’na hamd eder, O’ndan yardım dileriz. Salât ve selâm, Efendimiz Muhammed Mustafa’ya, onun âline, ashabına ve kıyamete dek izinden giden müminlerin üzerine olsun.Kardeşlerim! Günümüzde teknoloji gelişiyor, imkânlar artıyor fakat kalplerimiz daralıyor, yüzlerimiz asıklaşıyor. Huzur, artık eşyalarda değil; kalplerin derinliklerinde aranır hâle geldi. Peki, asıl huzuru nerede bulacağız? Kalbin safiyetinde... Gönlümüzü kin, haset, kibir gibi karanlık duygulardan arındırarak…Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “O gün (kıyamet günü), ne mal fayda verir ne evlat. Ancak Allah’a kalb-i selim (temiz bir kalple) gelenler başka.” (Şuara Suresi, 88-89)Değerli Kardeşlerim, Kalb-i selim, nefret taşımayan, kibirden uzak, Allah’ın rızasına yönelmiş bir kalptir. Bu kalbi kazanmak için ibadetlerimizi samimiyetle yerine getirmeli, dilimizi gıybetten, gözümüzü haramdan korumalıyız. Birbirimizi Allah için sevmeli, kırgınlıkları büyütmeden affetmeyi bilmeliyiz.Unutmayalım ki temiz bir kalp, sadece bizim değil; toplumun da huzur kaynağıdır. Mahallemizdeki, camimizdeki, ailemiz içindeki huzur; kalplerimizin haline bağlıdır. O yüzden her sabah, kalbimize şu soruyu soralım: “Bugün Rabbimin razı olacağı bir kalple mi yaşıyorum?”Aziz Cemaat! Bugün Cuma… Rabbimizin rahmetinin üzerimize sağanak gibi yağdığı gündeyiz. Gelin, bu mübarek vakitte dualarımızı temiz bir kalple edelim. Kinimizi bırakalım, affedelim, helalleşelim. Çünkü kalbi temiz olanın duası kabul olur; duası kabul olanın da dünyası da ahireti de güzelleşir. Rabbim bizleri kalb-i selim ile huzur bulan kullarından eylesin. Âmin.
Devamını Göster
(self.SWG_BASIC = self.SWG_BASIC || []).push( basicSubscriptions => { basicSubscriptions.init({ type: "NewsArticle", isPartOfType: ["Product"], isPartOfProductId: "CAowmuDADA:openaccess", clientOptions: { theme: "light", lang: "tr" }, }); });